“Artık Türkiye, din ve şeriat oyunlarına sahne olmaktan çok uzaktır. Bu gibi oyuncular (din oyunu aktörleri) varsa kendilerine başka taraflarda sahne arasınlar.” M. K. ATATÜRK
Bizler; Kepez Belediye Meclisi üyeleri olarak 20.02.2018 günü ÇOMÜ TV’de;
“1924 yılında Çanakkale ve Bursa’daki bazı camilerin genelev olarak kullanıldığı” iddiasında bulunan ÇOMÜ İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr Abdullah Akın’ı şiddetle kınıyoruz.
Dinin gerçek anlamda öğrenilmesini ve öğretilmesini istiyor, gencecik beyinlere toplumu bölecek, ayrıştıracak gerçek dışı zararlı tohumların, bilgilerin ekilmesini istemiyoruz. Sadece Çanakkale ve Bursa’da değil, Kurtuluş Savaşı Destanı’nın yazıldığı güzel vatanımızın her toprağında böyle çirkin suçlamalara karşıyız, karşı durmaya devam edeceğiz.
Abdullah AKIN ve o düşüncede olanların öğretmen kimliğini taşımadığına, toplumun kalkınmasına hiçbir olumlu katkı sunmadığına, aksine yalan ve iftiralarla toplumu yaraladığına inanıyoruz.
Oysa üniversitelerde, aklın ve bilimin önderliğinde din eğitimi verilmesi gerekmektedir.
07.02.1923 tarihinde Balıkesir Paşa Camiinde minberde; “Allah birdir. Şanı büyüktür. Hz. Muhammed O’nun kulu ve elçisidir.” Diyerek hutbe veren ve cemaatle namaz kılan Anafartalar Kahramanı ATATÜRK’ÜN Çanakkale’sinde halkın, kutsal topraklar dediğimiz Şehitler Diyarında Abdullah Akın’ın söylediği çirkinliğe izin vermesi asla ve asla söz konusu olamaz.
Abdullah Akın’ın, Kurtuluş Savaşında Yunan postalının bastığı yerde camilere doldurularak tecavüz edilen kadınların, çocuk-kadın-erkek camilerde yakılan halkın karşılaştığı zorbalıkları bir vatansever olarak anlatmasını beklerken, tam tersi bir davranış, söylem, duruş üzücü ve düşündürücüdür.
Kurtuluş Savaşında Yunanlılarca yakılan, yıkılan birçok cami Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra onarılmış, kullanılamayacak duruma gelenler yeniden yaptırılmıştır. Tarihi gerçekler arşivlerde yer almaktadır.
“Camiler; itaat ve ibadetle birlikte din ve dünya için neler yapılmasının gerekli olduğunu düşünmek, yani konuşmak, tartışmak, danışmak için yapılmıştır. Akıl ve ilim rehberliğinde uygarlaşırken hurafelerden arındırılmış İslam dininin ilerlemeye engel olmayacağını….” ifade eden ATATÜRK’ÜN LAİK TÜRKİYE Cumhuriyetinde tarihine ve halkına iftira atanlar ülkenin aydınlık geleceğinin mimarlarını yetiştiren üniversitelerimizde, bilim yuvalarımızda, okullarımızda çalıştırılmamalıdır.
Bu konuda adaletin ve idarenin gereğini yapması konusundaki kararlılığımızı kamuoyuna saygı ile duyururuz.